 
									OSMAN GAZİ OKTAY YAZDI: ARAP KAYMAKAM'IN OĞLUNU YİTİRDİK
Arap Kaymakam’ın Oğlunu Yitirdik
Ailesi, Osmanlı zamanında 16. yüzyılda Libya’ya gönderilen, ‘’Kuloğlu’’ diye adlandırılan yeniçerilere dayanır.
Orhan Koloğlu’nun babası, Libya Derne doğumlu, Arap Kaymakam lakaplı Sadullah Koloğlu’dur.
Sadullah Bey 1902’de Mülkiye’yi bitirdi.sırasıyla Derne, Buldan, Pınarhisar, Vize, Saray kaymakamlığı yaptı. Saray’da kaymakamlık yaparken, ilçe Yunan işgaline uğradı. Hükümet binasını Yunan’a teslim etmedi. Bir avuç asker ve memurla düşmanla çatıştılar. Bu olay tarihe ‘’Saray İhaneti’’ olarak geçer. Yunan taraftarı hoca ve kışkırttığı halk tarafından linç edilmek istenen, Bulgar gencinin yardımıyla İstanbul’a kaçan, İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp beraat eden Sadullah Bey, Cumhuriyet sonrası Ankara ve Kayseri’de aldığı idari görev sonrası, sırasıyla Maçka, Sürmene kaymakamlıklarına atandı. Sürmene’de çetelere karşı verdiği mücadeleyle nam saldı. Sürmene’de halkla birlikte yaptıkları doğumevinde eşi ilk doğumu yaptı. Oğlu Doğan burada meydana geldi.
Daha sonra Kadınhanı kaymakamı olarak atandı. Oğlu Orhan burada doğdu. Karadeniz’de çeteciliğin tekrar artması üzerine Of’a tayin edildi. İznik kaymakamlığı sonrası Hakkari ve Bingöl valisi oldu. 1941 yılında emekli oldu.
1949 yılında Libya’nın bağımsızlığına kavuşmasıyla Emir Sunisi’nin istemiyle, Türk hükümetinin izniyle, Libya’nın ilk başbakanı oldu. Bu görevi 1952 yılına kadar sürdürdü.
Orhan Koloğlu gençliğini Libya’da geçirdi.
İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitiren Orhan Koloğlu’nun gazeteciliği Galatasaray Lisesi’nde çıkardıkları İleri Dergisi ile başladı. Gerçek anlamda gazeteciliğe 1947 yılında başladı.
1970’li yıllarda Bülent Ecevit’in Libya özel temsilciliğini yapan Orhan Koloğlu, 1974-1979 arası Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yaptı. 1978’den itibaren üniversitelerin tarih ve iletişim fakültelerinde ders verdi.
Tarih ve sosyal bilimler alanında 90 kitap yazan Koloğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Simavi, Yunus Nadi ve Afet İnan Tarih Araştırmaları ödülleri sahibidir.
Yaptığı bir söyleşide; saçmalama ailecek olunca katmerleşiyor denince; konu kendiliğinden Altanlar’a gelir ve onlar için şu değerlendirmeyi yapar. ‘’Çetin Altan Galatasaray’dan arkadaşımız. Biraderle aynı sınıftaydı. Akşam’da senelerce beraber de çalıştık. Basınköy’de komşumuzdu. O kadar iç içeyiz yani... Sosyalizm işlerine filan girdi. Doğan’la beraber hapse düştüler. Doğan 17 seneye mahkum edildi. Çetin, Özal’a gitti özür diledi affedildi. Doğan içeride kaldı. Sonra da Çetin tam tersine dönen bir adam oldu. Çetin’in en belirgin özelliği ünlü olma manyağıdır. Onun için solculukta en yukarıya gitti herkesi geçti. Ondan sonra da hepsini tepti öbür tarafa gitti. Yapısı bu. Oğulları da ona çok benziyor...’’
Evindeki kitap çokluğu nedeniyle yaşamını ve çalışmalarını huzurevinde sürdüren Orhan Koloğlu, arşivinin bir kısmını üniversitelere bağışladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’ne katkı sundu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu üyeleri onu kaldığı Tuzla Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi Vakfı Huzurevi’nde ziyaret ettiler. Orada son dersini verdi. ‘’Türkiye demokratik bir ülke olabilmesi için Atatürk değerlerinden uzaklaşmaması gerekir.’’ dedi.
Orhan Koloğlu’nu, ‘’Bozkırda Açan Çiçek’’ olarak değerlendirilen, Köy Enstitüleri’nin kuruluş günü olan 17 Nisan’da yitirdik. Ulusumuzun başı sağ olsun.
Haber : Osman Gazi OKTAY
 
						 
										 
										 
										 
										