Dün içine tükürdüğünüz sanat, bugün tokat gibi çarpar yüzünüze!

Milyonluk bütçeleriniz, TRT’niz, 70 tane yandaş kanalınız, yüzlerce gazeteniz, derginiz var ama tek bir İslam sanatı eserinin öyküsünü mütedeyyin insanımızın ruhuna estetik bir dille dolduramadınız. Bir tek Selçuklu kümbetini, bir mezar taşını, bir medreseyi bize tüylerimizi diken diken edecek biçimde anlatacak belgeselinizi görmedik. Bu ülkenin kentlerine bir heykel dikemediniz, bin yıl sonra bile insanları çarpacak. Tek bir roman görmedik, dünyaya Anadolu’yu, İslam’ı, Türkiye’yi; Amasya’yı, Urfa’yı, Hz. İbrahim’i, tanrıça Leto’yu, Kybele’yi anlatacak. Tek bir çocuk öyküsü duymadık, Ezop dedeyi, Keloğlan’ı, Hoca Nasreddin’i 30 dilde dünya çocuklarına anlatacak…

Tek bir Tokat yazması, bir Antep yemenisi, bir Çal dokuması, bir Safranbolu oyması, bir Urfa keçesi görmedik. Bu toprağın bütün değerlerinin salt birer ticari mala dönüştürülmesini ve birer birer ellerimizin arasından kayıp gidişine kitlesel seyirci kalıştan yorulduk.

Olmuyor, sanatın içine tükürerek dert anlatılamıyor. Geleceğe bir suret, bir anı, Ulu camiler gibi, sultan hanları gibi, Selimiye gibi torunlarınızı büyüleyecek bir eser yaratamıyorsunuz.

Milyonlarca lira bütçeyle tek bir Erdoğan heykeli yapmayı beceremeyen onlarca belediye başkanı, Antalya’daki sanayi ustalarının çöpe giden atıklardan yarattığı bu heykel parkını mutlaka görmeli. Bir zamanlar her karışı heykel bahçesi olan bu topraklar nasıl oldu da bugün Cumhurbaşkanı’nın tek bir heykelini yapamaz hale geldi? İçine tükürdüğünüz sanat, gün gelir tokat gibi çarpar yüzünüze…