TANJU BEYAZIT:RUSYA ATATÜRK’E MUHTAÇ
Rusya’nın, NATO yayılmacılığı ve Karadeniz’e yerleşerek emperyalist kuşatmaya karşı ülke güvenliğini savunma hamlesi kabul edilebilir bir hamle ve elbette anlaşılabilir.Ukrayna’nın NATO içinde yer alma isteği ise;henüz NATO’ya bile girmeden, bu savaş örgütünün bir ülkeyi nasıl felakete sürüklediğini göstermesi açısından ibretliktir kuşkusuz.
Rusya ise bugün bile Türkiye Devriminin yarattığı Montrö sözleşmesinin koruyucu maddelerine ihtiyaç duymaktadır.Arkada kalan yıllar boyunca Anadolu’da gerçekleşen hemen her hareket Rusya için bir avantaja dönüşmüştür.
1453te İstanbul’un fethi ile olgunlaşmış ortodoks imparatorluğunun İstanbul’da yıkılmasından sonra bu otoritenin kuzeye yani Rusya’ya kaydığını bizzat Dugin kendisi ifade etmektedir.Buna da 3.Bizans demiş.
Çanakkale savaşı ile Çar’ın ayakta kalmasına yardımcı olacak kuvvetlerin yolu kesilmiş,bu yardım Rusya’ya ulaşamayarak çar yıkılmış ve SSCB kurulmuştur.
Son olarak Kurtuluş savaşı ile emperyalist kuşatmaya engel olunmuş ve Rusya hemen yanı başında devrimci bir devlet olan TC ile komşu olmuş rahatlamıştır.
Bu durum ister istemez Rusya ile bir işbirliği ve dostluk geliştirmek mantıklı gereğini doğurmuştur.
Şimdiye kadar ( bütün yalpalamalarına rağmen ) AKP hükümeti Rusya ile ilişkilerinde bu tarihsel gerçeğin izlerinden çıkamamış ( FETÖ (CİA) planı olan Rus uçağı düşürme olayı dışında ) hiç karşı karşıya gelmemişlerdir.Türkiye’nin Suriye tarafında sınır güvenliği harekatları Rusya tarafından kabul edilebilir sayılmıştır. Hem jeopolitik hem de jeostratejik açısından her iki ülke de birbirine ihtiyaç duymaktadırlar.Yani bu durum AKP ya da başka bir siyasal iktidar sonucu değildir.Bir gerekliliktir.Bu gerekliliğin yerine getirileceğini bekliyoruz.
Rusya’nın Ukrayna üzerinden yürüttüğü batılı emperyalist blok’a meydan okuması nereye kadar uzanır henüz bunu öngörmek zor.Ancak; ABD ve NATO’nun Balkanlara, Ege’ye Ege adalarına yaptığı yığınak bir kuşatma hazırlığıdır ve sadece Rusya’yı değil Türkiye’yi de kuşatmaktadır.Belli ki hedefte biz de varız.Kıbrıs’ta egemenlik haklarımızın devamı için,Suriye’de Suriye yönetimi ile görüşüp anlaşarak sorunu çözmeye çalışmamız burada alacağımız tavırla yakından ilgili.
Savaşa fiilen bulaşmadan buradan diplomasi ile çıkabilmek anahtarı Cumhuriyet Devriminin ilkeleri içinde saklıdır.