TANJU BEYAZIT:DOĞRU TAVIR RUSLARLA TÜRKLERİN TARİHSEL KADER BİRLİĞİ İÇİNDEN ÇIKAR
Sıradan günler sıradandır. Sıra dışı olaylar günleri ve geleceği de sıradanlaşmaktan çıkararak yeni Jeostratejileri gündeme getirir. Doğaldır ki bu arada tarihsel kültürel geçmiş yeniden ele alınır. Ruslarla 600 yıl süren bir ortak geçmişimiz var. Geçmiş dedim diye,baki kalan bir dostluğu arkadaşlığı kastetmediğim gibi düşmanlığı da kastetmiyorum.
Dünya’nın yaşadığı olağanüstü günlerde bir bakışımız değerlendirmemiz ve elbette kalıcı ulusal doğru tavırları fark edebilmemiz, coğrafyaya ve olaylara, Amerikan, İsrail,NATO ve AB ekseninden ayrı bakabilmemize bağlıdır. Kuşak ve yol üzerindeki ( özellikle Orta Asya da ki ) kıpırdanmalar büyük çalkantılara eriştiğinde seçenek şansı da çoktan yitirilmiş olabilir.
Dünya barıştan çıktı,önce bunu kabul edelim. Emperyalist büyük planlar oynanmaya devam edecek. Öncül depremler depremi sonra da artçıları ve devamında kendisini yine uzun yıllar idare edecek bir siyasal yapıyı getirecektir.
Dünya’nın hemen her yerini mikrobiyolojik laboratuvarlara çevirdiği ortaya çıkan Amerika’dan mahçup olup özür dilemesini beklemek saflıktan da ötedir. Bu durum onu yavaşlatmaz, aksine daha hırçın hale getirir. Köpeğin önüne koyduğunuz yemeği geri alamazsınız artık. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu köpek beslemekten vazgeçmektir.
“ O ASYALI KAFALARINIZA TANRILARIN GAZABI İLE ÇÖKECEĞİZ “
“ Truva bir şehrin düşüşü “-İngiliz-Amerikan ortak yapım dizisinden bir replik !
Truva yağmalandı, tarumar edildi.. Mesele bu kadar net! Bu söz, edilmiş olsun,edilmemiş olsun fark etmez. Fikir her şekilde vardır. Çanakkale’de Agamemnon’u saf dışı bırakan savaşta Mustafa Kemal “ Hektor’un öcünü aldım..” dedi mi demedi mi.. O da çok değiştirmiyor var olan fikirleri, nesnellik inkar edilse de aynı kalıyor.
Batının Asya karşıtlığının tarihsel temelleri olduğu gibi, Asya’nın da batıya bumerang yanıtları vardır. Olacaktır.
NATO tarafından kuşatılan Rusya büyük güvenlik zafiyeti hissederek NATO büyümesinin durudurulmasını talep edeli çok oluyor. NATO bir güvenlik örgütü değil savaş örgütüdür. Üsler silahlar, nükleer başlıklar, biyolojik savaş yöntemleri,Gladyo… Hepsini gittiği yere taşır. Rusya’nın müdahalesi haklıdır, ancak bu müdahale zorla dayatılmıştır.
Fırsat kalıcı değil geçicidir. Geçtiğinde ise boşluklar ve çukurlar açar. Ukrayna’nın fırsat zannettiği süreç bitti. Geriye nükleer çöplük, göç ve lejyonerler kaldı.
Doğru tavır emperyalist sistemin çatlaklarından sızan kirli suyla yıkanmak değil, sularına duru ve doğru yataklar hazırlamaktır. NATO kuşatması Türkiye’yi de içine almaktadır. Bunu görmezden gelmek, sahte siyasal bir duruştur. Koca bir ülke denizden gelecek yağ gemilerini, buğday gemilerini bekler hale geldiyse şiddetle karşı durulacak bir eksik vardır.
ÇANAKKALE YİNE ÇANAKKALE’DİR
100 yılı geçen zaman önce Avrupa Emperyalist kuvvetleri burada durdurularak tarihe yeni bir ebelik yapılmıştır. Burada da Lejyonerler kullanılmıştır. Bugün de aynı hareket vardır. Mustafa Kemal’in zekası emperyalist kuşatmaya direnerek Asya kapısını onlara kapatmıştır. Bu gün Türkiye jeopolitik gerçekliğini ve önemini farkedemeyenlerin elindedir. Varlıklarını borçlu oldukları namuslu direnişleri, kalıcı kazanımları olası yeni iktidarları uğruna masaya sürecek gibidirler. Ülkemiz kaçak ve kirli para deposuna dönüştürülemez. Şart olan; kendi kaynaklarını harekete geçirmek, üretim havzalarını üretir duruma hazırlamak, suyuna,toprağına ve tarihine sahip çıkmaktır.