...

Oldum olası

Soğuk yağmurları sevmem mesela

Su birikintileriyle kaplı sokakları da

Herhangi bir dağ başına

Bir kar yağsa,alırım kokusunu

Nasıl olduğunu bilmem ama.

Ve bir de ,Kuranı buluşturanı şeytanla

Omur iliğimden sızar öfke

Çocukları düşünürüm

Ve türküleri bir de

Sevmem;

Kanatlarında ölüm taşıyan kuşları da.

Hiç anlamam kimilerini de

Bir tuhaf şarkılar mırıldanırlar

Oysa yüreğim gibi titrer hala

Birbirlerine yaklaşıp uzaklaşan

Bağlamanın telleri

Bilmem mesela;

Ne “şan ova” yı, ne de “Acem kızı “nı

Ama aklımda kalmıştır hep.

Ismahan ebeyi bilirim mesela

Buz gibi suyu olan bir derin kuyuda

Çırpınan bir çocuk

Ve şalvarını savurtarak koşan

Dev adımlı kadını,

Ve Afyon’u ve Karaağaç’ını..

Umudun uçurumlarında gezmeyi

Ürkek adımları,suyuna ağu katılmış

Yeşil bir çölün adını da bilirim

Çorum’un bir dağ köyü; adı marangoz Veli

Marangozdu gerçekten

Ama biraz da deli

Çok kızardı Amerikaya

“ aya gidip geleceğuk deyi,havanın ayarını bozdular..” derdi.

İşe çağırırlardı köylere

Öyle; sabah gelsin akşam gitsin değil

Katırına yüklediği aletlerle

Dağları aşıp geliyor

İş yaptığı yerde konaklardı geceleri de

Ve bir gün bir evde

Üç gündür verilen aynı yemeğe kızıp da

Vardır, evin kadınına sövmesi de.

Delimiz de boldur,velimiz de

Hem Veli olup hem delimiz de.

Hava ağır,yürekler bezgin

Açığa çıkmış başı bozuk

Pusulasız gemiler

Gelen fırtınadan bir haber

Kürek çekmekteler

Gecede bir huzursuzluk

Yollar yorgun ay siste

Düşman küstah

Köpek gibi paçamızdan ısırmakta

Ayın arkasından bir kurt ulumakta

Canımın canı ülkem,sen olmasan

Sen olmasan ne aşk olur ne sevda.

tb