TANJU BEYAZIT YAZDI:HER BUĞDAY TANESİNDE BİR DEHLİZ
(...)
Kurumuş bütün ırmaklar
Kum doluyor gözlerimize
Haramiler toz kaldırıyor topraktan
Zorbalık suskun yaraları kanırtıyor
Hançer sürüleri giriyor hudutlardan
Bir nefes daha çekiyorum sigaramdan
Çıtırdayarak geliyor duman,zifir akşamlardan.
Acele ile gidiyor her şey ..
Yaz gün dönümü de geçti
Şunun şurasında ne kaldı;
“ kanlı mendil gibi “ Ağustos gün batımlarına
Erkenden öttüler yine cırcır böcekleri erkenden
Oysa,ayaklarımızın ucunda yürüdük hep,
Çivit mavisi duvarlarda asılı,
Çerçevesiz, zincirli aynaların sırlarında saklı gençliğimiz
Uçup gittiler, sanki kanatları varmış gibi
Mavi düş birikintileri bırakarak hevenk hevenk.
Bilsen, öyle yorgun ki umutlarım
Bakma öyle, bakma bana baba geçmişten
Neler alıp gittin bilsen benden..
Ya sen anne; bir zaman makinesinden
sayıyordum soluğunu,
Sonra bir kelebek sesi duydum gittin .
Ve zamanın değirmeninde un oluyor yaşam,
Her buğday tanesinde bir dehliz
Kayıtsız bir dinginlikle karışıyor geleceğe.