TANJU BEYAZIT YAZDI:HAREKETİN KİŞİLİĞİ
Haydut imparatorluk Amerika; boşlukla el sıkışmaya çalışan BIDEN’e muhtaç olacak kadar çaresizlik içindedir. Hegemonya İngilizler tarafından kapılmak üzeredir.Ukrayna’da ki hareketlerden bunu çözebilmek mümkün.Ukrayna aslında,emperyalizmin, üzerinden hegemon çığlıklar attığı bir zavallı ülke olmuştur.Alanı hazırlayan Amerika’dır ancak kontrolü sağlayan İngiltere olacaktır.Görünen budur.Dünya yeni bir döneme giriş için kavşaktadır.Uluslararası dengeler,ekonomik ilişkiler,toplumsal ilişkiler şiddetle sarsılmaktadır..Bu kapitalist emperyalizmin dönemsel bir krızi değil şiddetli bir hegemonya sarsılmasıdır.Küreslleşme yerini ulus devlet korumasına bırakma eğilimi göstermektedir..Bu mazlum uluslara da böyle yansımaktadır.
Ne var ki yerine yenisini koymakta zorlanmalar yaşanmaktadır..Perspektif yetersizlikleri,daralma gebeliği geciktirmektedir.Zorlu bir döneme doğru yol almaktayız.Bunu hemen hemen herkes farkedebiliyor..İşin en zor tarafı bizim,böyle bir döneme AKP iktidarı ile giriyor olmamızdır.Eli kulağındadır,bu diplomasi yoksulu siyasal islam hareketi Ukrayna krizi içerisinde tarihsel bir hata ile ülkeyi içinden çıkılamaz duruma getirecektir.İktidarı kaybetme korkusu onu emperyalist dayatmalarda teslmiyete doğru götürmektedir..Pandemi ve üzerine gelen Ukrayna krizi üretmeyen ülkelerde derin tedarik zinciri kırılmaları yaratmıştır.Özellikle Türkiye’de fiyatların artmasına hızlı bir yoksullaşmaya neden olmuştur.Bulduğunu özelleştirerek talan eden AKP, ülkeyi kasasını sıfırlamış;buğday ve yağ için ufuktaki gemileri gözler hale getirmiştir.( Enerji ve ilaçları saymıyorum daha )
Çürüme ve umutsuzluk sarmalında kalan ülkede,göçmen dalgası da şaşkınlık ve yılgınlık yaratmış durumda.Her bakımdan tehlikeli olan bu durum aynı zamanda öfke patlamalarını kontrolsüz çatışmaları arka planda barındırmaktadır…Çözüm ?..Şimdilik bir çözüm görünmemektedir.Tepkiyi farkeden iktidar,” gönüllü ve onurlu dönüş…” gibi saçma sapan ifadelerle top çevirmek istemektedir.Bu durumu cıvık bir hümanizma üzerinden değerlendiren bir kısım sosyalist sol ve CHP önderliği toplumun olup biteni kavramasını zorlaştırmaktadır.Bu zafiyet kapitalizmin özelliğinden kaynaklanan tehlikelerin,tehditlerin daha da cüretkar ve gözükara olmasına yol açabilme olasılığını taşımaktadır.
Sosyalist geçinenler,toplumun taleplerine; sırf söylem ve hareket biçimleri klasik devrimci hareketlerin dışında ,başka biçimde geliştiği için bulanık bakmakla kalmayıp karşıtlığa kadar uzanan bir tavır takınıyorlar. Kendi ulusunu ve devletini savunmaktan mahçubiyet duyan bu anlayış güçlü direnme noktaları oluşturmayı engellemektedir. Diğer yandan, kim tarafından ve nasıl olacağının önemi olmadan Tayyip’ten kurtulma isteği,babacan ve Davutoğlu ile demokrasi cephesi kurulabileceği yanlışına inanmayı da getirdi. Görüldü ki,bırakın onları İmamoğlu bile bu yolda yanlış bir yoldaştır…Bir de ortaya, genel sistematiğe muhalefet etmeyip ..erkeklik,korkaklık..” boyutuna indirgenen bir muhalefet türü çıktı..Bu tavır,sığınmacı ayrıcalıkları ve önceliklerinden bezmiş insanlar için umuda dönüşüverdi.
Doğrudur bu ülke için fazladan 8 milyona bakmak beslemek,onların sağlık giderlerini karşılamak ağırdır.Bunu istememek ise “ırkçılık “ değildir.Antropolojik tanımlama içerisinde zaten Suriye’li ve Afgan mültecileri başka ırklardan saymak pek de mümkün görünmüyor.
Yanlış olan AB ile yapılan ( 16 aralık 2013 tarihinde imzalanıp,1 ekim 2014 te yürürlüğe giren) Geri kabul Anlaşmasıdır.Yanlış olan ve Türk insanını geren tedirgin eden mültecilerin kontrolsüz geçişi,güvenlik kaygıları,kriminal incelemeye gerek duyulmaması ve ortaçağ mantığının onlarda hakim olmasıdır.Asıl büyük yanlış ise tam da “Şecaat arzederken sirkatin söyler “ deyimine uyan, Suriye’de bir bölgenin 13 farklı güvenlik alanına dönüştürülerek oralara kaymakamlar ve idari yöneticiler atanıp yaşam alanları oluşturma ve böylece 1 milyon mülteciyi gönderme müjdesi(!) dir.Egemen bir devletin toprakları hakkında bu kadar rahat bu kadar cüretkar konuşmak rastlanılır şey değildir.
Bütün bu olumsuz koşullara rağmen,pes etmeyen,direnen yetişkin bir kitlenin var olduğu da bir gerçekliktir.Ülkedeki büyük muhalefet boşluğunda kendilerini ifade etmeye ve demokratik değerleri savunmaya çalışmaktadırlar.Devrimci gelecek perspektifine sahip olan bu kitle,erimeden,yorulmadan,savrulmadan büyük bir cepheye ihiyaç vardır.Kuşatma mutlaka bir yerden kırılmalı ve hareket bir kişiliğe sahip olmalıdır.