TANJU BEYAZIT YAZDI: BİN YILLIK BUĞDAY TOHUMU GİBİ SAKLAMIŞIZ
Bin yıllık buğday tohumu gibi saklamışız
Yürek ambarlarımızda sevdayı
Yaralı umutların üstüne
Bir ekim de çıkarıp dikmişiz toprağa
…
Bir şilep yırtıyor denizi pruvadan
Şakalaşıyor balıkçılar Pelikan’la
Arkaya taranmış biryantinli saçlar
Yirmibeş kuruş simit,tahtalı tezgahta
Kısa pantolonlu bir çocuk gazete satıyor
Küçük Ayasofya’da
Ve nasıl da beğeniyorduk Şah’ın karısı Süreyya’yı
İki çocuğu da intihar etmiş dediler sonra
Sokaklara dökülüyor Zeki Müren sesi
İçinde ışıklar yanan radyodan
“ bir tatlı tebessümün,bin vuslata bedeldir “
Bir sünnet konvoyunda süzülüyor Kadillak arabalar
Kız kulesi bir görünüp bir kaybolmakta sislerin arasından
Kemer yerine beline ip bağlamış hamallar
Yorulmuş ahşap binalar,
bir adam uyukluyor kahvede
Hava durumunu okuyor bir kadın;
Adana’da hava az bulutlu ve açık …
“otuz iki dişe keman çaldırıyor “ şerbetçi tulukları
Eğilip şerbet döküyorum sana
Acemi bir erin kepinin,neftesi gibi durursun aklımda.
tb