SOLDIER OF FORTUNE

"Suriye Milli Ordusundan oraya (yani Libya'ya) gidenlerin orayla ortak paydaları var. O ortak paydalar çerçevesinde onlar Libya'da bulunuyorlar. Kiminle beraber? Şu anda Suriye'de bizimle beraber mi bunlar; bizimle beraber. Bizimle beraber olan bu kardeşlerimiz orada da beraber olmayı kendileri için şeref telakki ediyorlar ve oraya gidişlerinin bir manevi boyutu da var ama bundan Bay Kemal anlamaz."

(Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan; 25.02.2020; Azerbaycan'a giderken Esenboğa Havaalanında yaptığı konuşmanın bir bölümü)

Bilindiği gibi Libya’da Kaddafi sonrası kargaşa içinde, Trablus’ta, Sarrac’ın başını çektiği adı Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) olan bir hükumet kuruldu ve AB ve BM tarafından tanındı.

Sarrac yönetiminin iskeletini İhvan’ül Müslimin hareketinin Libya kolunun oluşturduğu; Sarrac’ın ve destekçilerinin, Mısır’daki Mursi gibi bu örgüte dâhil olduğu söyleniyor. Türkiye Sarrac’ı destekliyor. Onunla anlaşmalar yapıyor.

Ama ülkenin büyük çoğunluğu Hafter adında eski bir Kaddafi generalinin elinde. 2014’te yapılan seçimlerle oluşan Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi denen meclis Hafter’in yanında. Daha doğrusu Hafter’in ordusu o meclisin ordusu olarak biliniyor. Hafter'in başında bulunduğu hükümet de asıl meşru hükümetin kendisi olduğunu zira meclis tarafından oluşturulduğunu idda ediyor. B.A.E, Mısır, Rusya Hafter’i destekliyor. Hatta Rusya baya baya destekliyor. 

İç Savaşı Hafter kazanacak gibi görünüyor.

Başka gruplar da var ama savaşın ve iktidar mücadelesinin esas unsurları bu ikisi. Türkiye teskere çıkarıp Sarrac'a teçhizat, kurmay ve asker gönderdi. Gönderilenler arasında SMO savaşçılarının olduğunu tahmin ediyorduk ama Menemen otoban açılışında Cumhurbaşkanımız söyleyince çoook sonra öğrendik. 

Eski adı ÖSO yeni adı Suriye Milli Ordusu olan örgüt de esas olarak Suriye İhvancılardan oluşuyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır’da, Suriye’de ve en son Libya’da Müslüman Kardeşler ile iltisaklı yapıların yanında yer alması ve Türk dış politikasını da bu tercihine uygun olarak konumlandırması bu açıdan manevi bir bağa işaret ediyor. Unutmadan söyleyelim Filistin HAMAS'ı da İhvan'ül Müslimin'in Filistin kolu.

Cumhurbaşkanımız yukarıdaki cümlelerde sarf ettiği manevi bağ bu işte. Libya İhvanı ile Suriye İhvanı Tükiye sayesinde kucaklaşıyor ve hasret gideriyor. 

SMO’nun hem Erdoğan Türkiye’si hem de Sarrac Libya’sı ile olan manevi bağı SMO’cu Suriyelilerin neden Libya’da Sarrac ve Türkiye için savaştığı sorusuna verilen samimi ve güçlü bir yanıt.

Ama Bay Kemal ve ona benzeyen bazı adamlar: "Oraya paralı asker mi gönderdiniz siz" diye yerli yersiz soruyorlar. Cumhurbaşkanımız böylece Bay Kemal ve benzeri adamların SMO için “PARALI ASKER” suçlamasına manevi alemden cevaplar veriyor.

Bu kişiler para için değil, manevi bağları için oradalar. Bay Kemal’in k.çını da yırtsa anlayamayacağı şey bu işte.

İyi güzel.

De...

Acaba diyorum; muhtelif bilimsel sosyalist materyalist arkadaşlar; bu cümlelerde açıkça ortaya konulan manevi boyutu paylaştıkları için mi Sarrac'ı destekleyen, Hafter'in nasıl katil ve alçak olduğunu izah eden (tıpkı birilerinin Esad için yaptıkları gibi) cansiperane yayınlar yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar?

Mavi Vatan sınırlarımız aynı zamanda Ahirette imtihan edileceğimiz manevi sınırlardır belki de.

Sezgici ve idealist bir felsefeci olan, ünlü Fransız düşünür Henri Bergson, materyalistlerin kaş yapayım derken göz çıkardığı bir sürü örneği derleyip, materyalistin kıt kafalısı ise ince ince alay ettikten sonra:

"Her materyalistin içinde bir idealist gizlenmiştir" demişti.

Şu 58 yıllık hayatımda oldum kâni;  adam haklı.

Materyalist zannedip günahını aldığımız kişilerin alayı idealistmiş meğer. Meğer her nevi hakikat göğün yedinci katındaki Manevi Alemdeymiş.

Gerçi Robespierre adındaki başka bir Fransız da şöyle demişti:

“Gökyüzünden bahsetmeleri yeryüzünü soymak içindir.”

Ama laikçi giyotinci katilin tekiydi o zaten. Boyu kısaydı ve saçlarını pudralardı hem. Bizim Mavi Vatancı/Sarrac’çı bilimsel sosyalistler bu laf yüzünden canlarını sıkacak değiller herhalde.