Mehmet Tanju Akad:SENTETİK HAYAT

Sentetik hayattan kastımız birçok farklı noktayı kapsıyor. İlk olarak doğal olmayan ürünlerin artması ve zehirlenmiş bir dünyada yaşamak zorunda kalmamızdır. Artık dünyanın her noktasında mikroplastiklerin yanı sıra nanoplastikler var. İçilebilir su bulunuyor ama bunlar nispeten az kirlenmiş olduğu için zararsız sayılıyor. Zehirleri azar azar alınca sağlıklı sayılıyoruz. 1950’lerde bunu ilk görenler arasında Rachel Carson ve İsaac Asimov öne çıkar ama uyarıları yarar sağlamadı.. Zehirlenmenin devamı gelecek. Zehirleri yok edemezsin çünkü her dakika temizlenenden daha fazlası yapılıyor. Kaldı ki temizleme de çoğu zaman sadece bunları başka yere saçmak veya başka şekle sokmaktan ibaret. Geri dönüşüm çoğu halde başlı başına bir felaket ve yalan. Temizlik malzemelerinin en yaygın zehirler arasında yer alması başka bir garabet. Böyle bir temel sorunla karşı karşıya olduğumuz halde görmezden geliyor ve kendi küçük hesaplarımız için boğuşup duruyoruz. İnsan müstahak ama diğer canlıların suçu ne?

.....

İkinci husus insanların giderek artan kısmının doğal olmayan ortamlarda yaşamaya başlamasıdır. On veya yirmi milyonluk bir kentte on yedinci katta doğan bebek, ayağı toprağa neredeyse hiç basmadan okula başlamışsa, asma kat bahçesinde gezinip, üçüncü katta sınıfa giriyor ve viyadüklerden geçen servisle eve dönüyorsa, herhalde bu sentetik bir hayattır. İstanbul’un parksız, bahçesiz bir semtinde doğup betonlar arasında büyüyen veya hazır gıdalarla beslenen bir çocuk sadece birkaç arkadaşıyla oynayabilecektir. Mahalle ortamından ve büyük annesiyle dedesinin kültüründen alamayacak, eksik kalacaktır. Taş, toprak ve ahşapla tanışamayacak, sentetik ürünler arasında alerjilerle boğuşacaktır.

.....

Üçüncü sentetik hayat unsuru çocuğun dünyayı elektronik ortam vasıtasıyla tanımasıdır. Dokunmayacak, koklamayacak, hissetmeyecek, sadece ekrandan bakacaktır. Bu belki de hepsinden kötüdür. Bir kısım insan buna direnmektedir ama nereye kadar. Muhtemelen ileride ayrı bir mezhep gibi olacaklar, tabii iklim ve çevre felaketlerinin yol açacağı durumlar birçok şeyi değiştirecektir.

.....

Bütün bu felaketler esas olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında başladı. Kimya sanayi sentetik ürünlerini savaştan sonra yaydı. Zehirli gaz üretimi tarım zehirlerinin piyasaya verilmesine dönüştü. Yani aşağı yukarı benim dünyaya gelmemden otuz yıl önce filan oldu. Benim ömrüm bitmeden de tüm dünya zehirlendi. Felaket çok hızlı büyüyor. Tüm bunlar olurken amcalar TV’de faiz tartışması yapıyor, Hasan geçim derdinde, Necla kuaförden şikayetçi, Sait sayısal loto peşinde, Atakan otomobiline uygun jant arıyor, ben istediğim malzemeleri bulamadığım için, kedim de eve istediği gibi giremediği için mutsuz. Şeytan azapta gerek.