MEHMET TANJU AKAD:REFAH ÇAĞININ SONU GELİRKEN

İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki refah çağı artık geride kalıyor. Tabii, bu bir anda olacak şey değil, uzun bir süreç. Bunu iyice anlamak gerekir ki, boş beklentilerden kurtulmak mümkün olsun. Sonsuza kadar büyümek, üretimi artırmak, enerji kullanmak... - Kızım adın ne? - Mualla. - Oh ne ala ne ala. (Oh! How nice, how nice). Teknolojinin her şeyi çözeceğini sanan, her şeyin bir maliyeti olduğunu bilmeyen, tabiatta bedava bir şey olmadığını anlamayan, istediğin her şeyi çekip alabileceğini sanan o kadar keriz var ki, bir bilseniz hayretten ağzınız iki değil dört karış açık kalır. Bunun bir karşılığı da her şeyin insanlar için yaratıldığı şeklindeki, insan bencilliğini körükleyen kör inanç. Madem öyle, sana emanet olanı niçin bozup duruyorsun. Şimdi yukarıdaki önermemizin unsurlarına geçelim:

1) Fosilleri yaktıkça atmosferi bozup dünyayı ısıtıyoruz. Buna fosillerin intikamı desek yeridir. Fosillerden yapılan plastikler mikro plastik haline gelip yediğimiz her şeyde ve diğer kimyasallarla birlikte anne sütünde dahi bulunuyor. Fosilleri çıkardık ve sadece iki asırda hayatın yarısını yok ettik ve sayısız türü de çok ama çok yakında yok edeceğiz. Yok olan her tür bizi de sona yaklaştırıyor.

2) Isı artışı kendisini besleyen ve günümüz koşullarında artık geri döndürülemez bir sarmal. Denizler yükseldikçe hem en önemli tarım akanları yok olacak, hem de bir dizi kıyı yerleşimini sular basacak. Aslında bu başladı bile. Bazı Pasifik adaları boşaltılıyor, Miami gibi kentler sık sık su altında kalıyor. Bunlar daha başlangıç bile değil.

3) Sekiz milyar insan zenginleştikçe daha çok otomobil, daha çok hamburger, daha çok elektrik tüketiyor. Buna karşı çayırlar ve ormanlar azalıyor. Et pahalılaşıyor. Biz muhtemelen yaygın olarak et yiyen son nesiliz. Bizden sonrakiler ara sıra tadımlık görecek. Bizim neslimizdeki nadir havyarlar veya ıstakoz gibi olacak. Temiz hava bile artık nimet oldu ama artık tatiller gerçek tatil değil, tatil imajı yaşanan standart oteller. İnsana gerekli olan eşya değil doğanın güzelliğidir.

4) Kent hayatı aşırı pahalı hale geliyor. Son yıllarda konut fiyatları ve kiralara bakın. Japon kentlerinde metrekare maliyeti on yıllar öncesinde astronomik hale gelmişti. İnsanların çoğu ancak hayatta kalacak kadar kazanabiliyor. Aldıkları, ulaşım ve sabit masraflara gidiyor.

5) Çalışanların milli gelirden aldıkları pay her yerde düşüyor.

6) Doğal kaynaklar azalıyor, ormanların yarısı yok olduğu gibi okyanuslar da asitlendi ve ısındı. Dünya balık stokları yarı yarıya düştü ve bu ürünler ancak suni üretimle kısmen ayakta duruyor. Diğer tüm ürünlerde de doğalını bulmak neredeyse olanaksız hale geldi ve çok pahalı. Ersatz ürünlerle tatsız bir hayat ortaya çıkıyor. İklim krizi nedeniyle de birçok ürün ayrıca pahalılanıyor.

7) Altyapı eskidikçe bunların yenilenmesi için muazzam kaynak gerekiyor.