En azından 40 yıldır sosyal devlet anlayışının ortadan kaldırılması (belli kesimlere siyasi amaçlı sosyal yardım bu anlayış değildir) ve eğitimden sağlığa, tarımdan altyapıya kadar birçok alanın sermayeye terk edilmesi orta sınıfların elindeki servetleri hızla eritiyor. Elbette, bu kategoriye yeni girişler oluyor. Örneğin büyük işletmelerde yüksek maaş alan veya bunların taşeronluğunu yapanlar, başarılı meslek sahipleri, büyüyen işletmeler ve esnaf, turizmcilerin belli bir kısmı, her alanda mafyalaşanlar, inşaat sektöründe kendi işini kurmayı başaranlar vs. yeni bir üst orta sınıf oluşturuyor ama genel olarak orta kesim eriyor. Bir çocuğu özel okulda okutmak, mahalline göre, bir veya iki ev parası. Çok aile sırf bu nedenle yokluğa düşüyor, bazıları parçalanıyor. Ancak bazen arızi olaylar da servet değişimini hızlandırıyor. Örneğin son covid salgınında kıyı bölgelerinde emlak fiyatı ve kiralar ikiye değil üçe katladı ve hala artıyor. Kıyılarda ve büyük kentlerde kiralar ortalama bir maaş tutarında. Buralara tayin olan memurlar barınamayıp kaçıyor. Ne yiyecek, ne içecek. Bir kesim, son zamanlarda çılgınca, hatta utanmazca para elde ediyor. Şayet piyasa tanrı olursa olacağı budur. İhtiyacı olanın canını çıkarırsın. Şimdi gıda fiyatları da tırmanacak.

.....

Gelecek yıllarda servetin el değiştirmesi hızlanacak. Her dönemde görülen bir şeydir ama savaş ve çok büyük krizler dışında bu kadar hızlı değişimler nadirdir. Amerika’da 1929 krizi çok hızlı değişime ve yoksullaşmaya bir örnektir ama savaş ve altyapı harcamaları orada milyonlarca insana yeni iş olanağı sağlayınca krizden çıkmışlardı. Sermaye devletin bu harcamalarına göz koydu ve bu politikalar tasfiye edildi. Orada hala nüfusun yarısı fakirleşiyor ama diğer yarısı çok büyük bir oran. Siyasi sistemde bir değişiklik olmuyor, sadece marjinal gruplar, aşağılık ırkçı tepkiler ve organize suçlar artıyor.

.....

Hayat üzerinde etki yapan faktörlerle devam edeceğiz.