MEHMET TANJU AKAD:KRİZLE BAŞA ÇIKAMAMAK

İnsanlık, Ağustos 2021’de örneğini yaşadığımız iklim krizi ve yangınlarla başa çıkacak zihin yapısına sahip değildir. Bu nedenle önümüzdeki her yıl, ısı ve kuraklık artışı, yangınlar, kıtlık ve daha büyük pahalılıkla karşılaşacağız. Aslında, krizi hafifletmek için yapılabilecek çok şey olmakla birlikte, bunu yapmaya hazır olan çok az kişi var, çünkü bunlar alıştığımız hayat tarzının ve beklentilerin ciddi şekilde değiştirilmesini gerektirir. İnsanlar bu tür değişikliklere direnirler. Pekala yapılabilir nitelikte ama yapılmayacak veya çok geç yapılacak olanlara bakmaya çalışalım... bunlar yüzlerle değil binlerle ifade edilebilir. Biz aradan bir demet seçelim:

(1) Öncelikle yaşam ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekir. Konutların ısı yalıtımı kıstası temel alınarak inşa edilmesi, mevcutların elden geçirilmesi, ulaşım sisteminin yeniden düzenlenmesi gerekir ki, bu her zaman toplu ulaşım anlamına gelmez ama ısınma (giderek soğutma) ve ulaşımın daha az enerjiyle yapılması şarttır. Ne var ki, konut şartnamelerinin ve mimarların ve sipariş verenlerin zihniyetlerinin değişmesi bile yıllar alır. Mühendis sapması da verilen işi çözümlerken genellikle bunu çevre maliyetine bakmadan ele alır. Keza insanların çalıştıkları ve eğitim gördükleri kurumlara yakın ikamet etmeleri de gerekir ama bunu zorlayacak yönetim nerede? Halbuki bunların hiç değilse belli vadelere yayılarak yapılması mümkündür.

(2) Gıda üretimi, paketlemesi ve dağıtımında radikal değişiklik şarttır. Günümüzde gıdalar ortalama 2.000 km. taşınmakta, muazzam kimyasal işlemlerden geçmekte ve aşırı paket kirliliğine neden olmaktadır. Mahalli olarak üretilen gıdaların mümkün olduğunca az işlemden geçirilerek tüketilmesi esas alınmalıdır.

(3) Karın azamileştirilmesini amaçlayan piyasa sistemi yıkımı kaçınılmaz kılar. Çalışma ve satış sistemlerinin düzenlenmesi için devasa bir mücadele önümüzde duruyor ama insanlık bunu yapacak kafada değil. Hırsı temel alan her sistem çöküşe giderken etrafındakileri de uçuruma sürükler.

(4) Büyük kentler dünyayı tıknefes ediyor ama bunlar hızla büyümeye devam ediyor. Büyük kent insanlığın başına gelen en büyük felaketlerden birisi, belki de birincisidir.

(5) Ülkelerin fiziki altyapısı çürürken, bunların yeniden oluşturulması için gereken devasa kaynaklar ilk olarak askeri harcamaların kısıtlanmasıyla sağlanabilir ama tam tersi bunlar artıyor ve azaltılacağına dair en ufak bir işaret yok.

(6) Hayatın değiştirilmesi şartı kesin olduğuna göre, bunun devasa masraflarına hasredilecek özel bir çevre vergisini sızlanmadan verecek kaç kişi var?

(7) Büyük itfaiye teşkilatları ve yeni araç gereç için bir miktar kaynak ayrılacaktır. Kısa vadede en muhtemeli budur. Hiç değilse bu yapılacak gibi duruyor.

(Sekiz) Özel yangın önleme sistemleri geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor.

(9) Aşırı tüketimin teşviki günümüzde önlenemez. Herkes daha çok tüketmeye teşvik ediliyor. Cehenneme giden yolu geniş kitlelere döşetiyorlar. Şu anda dünyada giyim üretimi dursa, evdekiler en az yirmi yıl yeter.

(10) Çok acilen su idaresi gerekir. Her ülkenin bir ulusal su planı var ama çoğu sadece kağıt üzerinde kalıyor. Yerleşimlerin, sanayi, tarım ve turizm faaliyetlerinin buna göre düzenlenmesinin ve dağılımının kısa, hatta orta vadede gerçekleştirileceğine inanmıyorum.

.....

Bütün bu nedenlerle, çok daha kötü noktalarda direnmeye çalışacağız. Bireysel tedbirler iyidir ama durumu kurtarmaz. Teknolojiyi kullanmak gerekir ancak, teknolojiyle bu sorunların çözüleceğine inanan kendini aldatır. Petrol zenginlerinin çölde diktikleri kulelerin çürümesini izlerken bunları hatırlayın e mi? Muazzam işler yapılabilecekken, bu paraları gösterişe yatıran İstanbullulara da hiç acımam. Gökdelenlerinin terasından cehennemi izlesinler.