MEHMET TANJU AKAD:GEÇMİŞİMİZİ REDDEDENLER ÖLDÜRÜCÜ EZİKLİĞİN PENÇESİNDE KIVRANIYOR
Geçmişimize oryantalist bir bakış, ne yazık ki kendisini “ilerici” olarak gören kesimlerde yıkıcılığını icra etmeyi sürdürüyor. Bu, batı karşısında aşağılık kompleksi içinde olanların bakışıdır. Aynı kişiler en başta İslam toplumlara karşı da üstünlük taslarlar. Onlara göre “çok iyi olmasak da, İslam toplumları arasında gene de çok fena değiliz, batıya daha yakınız, üstelik (!) kılık kıyafetimiz de daha düzgün”. Ve onlara göre daha da iyi olabilirdik şayet atalarımız reformasyon ve sanayi devrimini anında izleselerdi. Sanki meclislerimiz ve ulus devletimiz vardı da geleceğimizi (yani bugünleri) oturup planlamak zorundaydılar ama yapmadılar. Bu nasıl bir gabilik? Geçmişini reddeden geleceğini de ortadan kaldırır. ama daha sahip çıkılacak bir geçmiş arayan dahili bedhahlarımız var. Oturup icad etmeye kalktıkça kötü tepiyor. Akıllarını devşirmezlerse daha da kötü teper. Biz neysek oyuz: iyisiyle-kötüsüyle, ne fazlası ne azıyız. Geçmişimizin en ufak bir parçasını bile reddedemeyiz. Zaten olmuşu nasıl olmamış yapabilirsin ki? Bu ülkede batıya uşaklık edenler hep oldu. Geçmişi reddedenler de ağırlıkla bunlar arasından çıkıyor. Sanki Cumhuriyetimize sahip çıkmak için Osmanlıyı reddetmeliyiz. Öte yanda Cumhuriyete ihanet için hayali bir Osmanlıyı savunanlar da yok değil. Bu iki başlı zıtlık kimi zihinlerde kökleşmiş. Bunların akılsızlıklarını süpürüp geçemiyoruz, her adımda karşımızda aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Her türlü redci sonuçta ya haindir, ya da hainlere hizmet eden şuursuz bir kişidir. Atatürk Cumhuriyeti tek başına gökyüzünden zembille mi indirdi? Ki o bir Osmanlı generaliydi. İşte söz konusu kesimde körolası Osmanlıyı reddedip şanlı Cumhuriyete sıfırdan başlamışız gibi bir şuursuzluk var. Bu nedenle son dönemde huzursuzlukları arttıkça artıyor. Halbuki, Cumhuriyete sahip çıkmanın tek yolu geçmişimizin tümüne sahip çıkmaktır. Tezgahtan karpuz seçer gibi neye sahip çıkıp neye çıkmayacağını mı seçeceğiz. O karpuzlar kafalarında paralansın. Cumhuriyete gelince, son nefesimize kadar kayıtsız şartsız savunmaya devam edeceğiz ama az hain üretmedi, az işkence yapmadı, hukuksuzluğu beslemedi, yağmanın kapılarını ardına kadar açmadı. Bugün bir “geçmiş altın çağ” efsanesi yaratılmaya çalışıyor. Sanki her iyi şey tek parti döneminde yapılmış, sonra her şey bozulmuş gibi. Halbuki siyasi gericilik tam da tek partinin içinde örgütlendi, karanlık etrafa oradan yayıldı. Karşıt görüş hemen ortaya çıkmakta gecikmedi elbet. Onlara göre de tek parti döneminde her şey kötüydü, sonradan düzeltildi. İki grup redci, al birini vur diğerine. Hiçbir şeyi reddetmiyoruz. Redciliği besleyecek tarih anlayışlarını ve felsefesiz bakışları elbette yıkmak zorundayız.
.....
Bu dünyada ayakta kalmanın tek yolu kendine saygı duymaktır. Aksi halde kimse saygı duymaz. Bunun yolu da redcilik yapmamak, geçmiş uydurmak için karpuz seçmeye kalkmamaktır. Redcilik yapan, şayet hain değilse, kendi ayağına kurşun sıkıp bataklığa dalar. Fransızlar krallarını veya Napoleon’u reddediyor mu? Akıllarından bile geçmez. İngilizler Roma geçmişlerine nasıl da sahip çıkıyor, biz sanki hiç olmamış, Anadolu’da Romalılar bin beş yüz yılda Efes, Aspendos ve Zeugma’dan, bir de İstanbul’un surlarından başka hiç bir şey bırakmamışlar gibi davranıyoruz. Onlara da para getiriyor diye sahip çıkıyoruz. Yoksa harabeleri filan iplemeyiz. Atatürk boşuna mı Etilere ve Sümerlere sahip çıktı. Sanki at sürüp Asya’dan gelenlerden ibaretiz. İlkeller bunu bile anlayacak ferasetten yoksunlar. Atatürkçülük diye anti-Atatürkçülük yapıyorlar.
.....
İşin bir de politik yanı var. Asya’daki, Afrika’daki ilişkileri çok uzun süre ihmal ettik. Örneğin, Cezayir’deki ayıbımız asla silinmez. Yüzyıllarca içimize kapandıktan sonra şimdi güven tesis etmek kolay değil. Yok Moskofu dürtme, yok Amerika ile arayı bozma diye diye bu günlere geldik. Batı da, Rusya da, İran da, bunların uyduları da bundan rahatsız ama artık geri dönülmez. Gölgesinden korkan, batının ağzına bakan ezik politikacılarla işler yürümez. Güçlendikçe daha sağlam basacağız, ama iş önce kafalarda çözülür. Ezik zihinlerle ilericilik olmaz, onları her yerde mahkum edelim.
.....
Zihinlerdeki bunalımların bitmesinin tek yolu geçmişimize tümüyle sahip çıkmaktır. Atatürk’ü bari örnek alın. Bunu yapamayan ebediyen azapta kalsın.