Mehmet Tanju akad:DÜNYA BU NÜFUSU KALDIRAMAZ

Eğri oturalım, doğru konuşalım

DÜNYA BU NÜFUSU KALDIRAMAZ

Tesadüf bu ya, önceki yazımızdan bir gün sonra TV’de “Teke Tek Bilim” programı "Türlerin 6. Büyük Yıkımı" üzerindeydi. Herkesin izlemesinde yarar var, sanırım videosu sürekli bulunabiliyor. 10 milyar civarında istikrara kavuşması beklenen dünya nüfusu muazzam bir yıkım yaratıyor. Bu sürdürülemez. Dünya tarihindeki 6. büyük yıkım çoktan başladı. Bunu engellemek değilse de bir noktada frene basmak mümkün ama insanlığın (bütünü itibariyle) o olgunluk seviyesine ulaşması mümkün değil. Bunun için öncelikle dünya hidrokarbon salınımının günümüz seviyesinin onda birine indirilmesi, havadaki gazları çekecek bitki örtüsünün yetiştirilmesi, yenilenebilir teknolojilerin büyük bir hızla devreye sokulması, yeni bir yaşam ve kentleşme modeline geçilmesi, büyük kentlerin dağıtılması, üretim metotlarının ve tüketim kalıplarının değiştirilmesi gerekir ki, insanlık bu olgunluk seviyesine ulaşamadan felaket kapımızı çalıyor. Aşırı ısınma devam ediyor. Bunun sonucunda insanlık az işbirliği ve çok savaş yapacaktır. Geri dönüş noktasını çoktan geçtik. Küçülen gen havuzunda hangi canlıların hayatta kalacağını hesaplıyorlar. Tabii, hangi koşullarda diye eklemek gerekir.

.....

Mevcut koşullar altında gelecek için çok farklı senaryolar üretmek mümkün. Büyük alim Asimov insanların yeraltı kentlerinde maya üreterek hayatta kalabileceğini öngörmüştü. Ne hayat ama. Çocukken yediğimiz birçok balık, kuş ve canlı çoktan tükendi, bazılarını 20-25 yıl var ki görmedim. Bulunabilen yiyeceklerin büyük kısmı da belli oranda zehir içeriyor. 100 yıl önce ortalama 55 yıl yaşayan ve az tüketen 2 milyar insan varken, şimdi 75 yıl yaşayan 8 milyar insan var. Buna tüketim artışını da eklerseniz sadece benim ömür süremden biraz uzun bir sürede dünya üzerindeki kaynak baskısının en az 15-20 kat arttığı görülür. Biz Türklerin de karbon izimizin epey yüksek olduğu hesaplanmış. Çok tüketiyoruz, gereksiz tüketiyoruz, yanlış tüketiyoruz. Biraz akıllı ve itidalli olarak, daha az tüketimle daha kaliteli bir hayat yaşayabiliriz ama bunu anlama kapasitesine sahip olmayan on milyonlarca insan var. Hayatlarını saçma tüketimle anlamlandırıyorlar.

.....

Bu koşullar altında yapılabilecek olanların hayata geçirilmesi için iklimden doğan sıkıntıların iyice rahatsız edici hale gelmesi lazım. Aksi halde insanlar tedbir için fazla kaynak ayırmayı, tüketimden fedakarlık yapmayı kabul etmiyor. İstisnalar için çene yormaya gerek yok, onlar azınlıkta.

.....

Tüm bu nedenlerle eski kavramlarımız, siyaset teorilerimiz, toplum modellerimiz işe yaramayacak. Bütün “izm”ler çöp oldu. Doğa bu kadar vurdumduymazlığı affetmez. İnsanlığın bu badireyi atlatıp atlatamayacağını, ya da ne kadarının atlatacağını merak ediyorum. Bir de cennet dünyayı mahvederken, insanlığın geleceği cehennemde kurulacak uzay kolonilerinde diyenler yok mu, bu büyük bir alçaklıktır. Nasılsa mahvedeceğiz. Kaçabilen bizdendir diyorlar.