Güzel günler göreceğiz diyordu ya Nazım.

Selam olsun Nazım'a biz neşeli günler yaşıyoruz.

Baktık ki bu basiretsiz yöneticilerle güzel günler göremiyoruz, biz de topunu şaşkına çevirerek neşeli günler yaşamaya başladık.

Mesela kürsüde, toplumu ayağa kaldıracak bir eylem önermen gerekirken ve vazifen olduğu halde, hatta hiç kimsenin yüzüne bakacak yüzün kalmamışken, böyle birşey olabilir mi deyişine çok neşeleniyoruz.

Mesela, kınından çıkmış bir kılıç gibi, ve kılıcı elinde, vatanın her karış toprağını satanlarla, satamadıklarını tahrip edenlerle birlikte, kılıç sallayanlar da bizi çok neşelendiriyor.

Mesela, hançeresini yırtarak, bizden mafya olmaz, mafya olan bizden olamaz, dedikten sonra, marinaya çökenlerin mafya olmadıkları, bizi çok neşelendiriyor.

Mesela malı götürdüğü halde ve hiç mecburiyeti yokken, kendini sudan çıkmış

Ak kaşık gibi gösterenlere bakıp, sürekli ve pek çok neşelendiğimiz oluyor.

Ve bu arada, "yalancının mumu" diye yapılan program bitişinde mumu söndürmelerinden, yatsıya geldiğini anlayıp neşeleniyoruz.

İsterseniz sizler de etrafınıza bakın, bizleri neşelendirecek milyonlarca şey var.

Bunların etkisi ile sürekli neşeleniyoruz.

Genç kalıyoruz

Bu dünyadan da zevk alıyoruz.

Bizler neşelendikçe korkanların korkusu artıyor.

Bu korku ile yok olup gidiyorlar.

Korkup bağıran, sonra da kaçanları, şarkılarla, şiirlerle akıl ve bilimle delirttik.

Neşe ile.

erguvenhaluk@gmail.com