HALUK ERGÜVEN YAZDI: BOR'U BIRAK, NİĞDE'YE
Hakimiyetin sınırlandırılması mücadelesi, feodal toplum dönemlerinden başlayan bir mücadele.
Bu konudaki ilk anlaşma, Magna Carta
Libertatum.
Kral ve baronlar arasında 1215 tarihinde İngiltere'de imzalanmış.
Kralın, astığı astık, kestiği kestik hâkimiyetini sınırlayan, bir anlaşma.
Bu anlaşma ile, baron ve asilzadelerin bir takım haklarının, Kral tarafından kabul edilmiş olması, Anayasa Hukuku açısından, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasının ilk adımı sayılabilir.
Buna benzer bir anlaşma Sened-i İttifakla 1808 yılında II.Mahmut ile, Anadolu ve Rumeli Ayanları arasında yapılmıştır. Bu anlaşma da, padişahın yetkilerini sınırlayan bir anlaşmadır.
Bu anlaşmalar, dönemin üretim tarzında etkin olan, hükümranın ilahi güçle donatılmış varlığına, vergi veren ve istendiğinde asker toplayanların, bu ilahi güç yalanında açtıkları, önemli bir gedik olmuştur.
Sanayi toplumunda, üretim ilişkisi, özgürleşmiş emekle pazarlık ilişkisini getirdiğinden, bu ilişki, toplumun, sözleşme toplumu olmasına neden olmuştur.
Kişi hak ve özgürlükleri, güvence altına alınmış, temsili demokrasi ile kuvvetler ayrılığı, kişi hak ve özgürlüklerine karşı, hâkimiyeti, yasama, yürütme arasında paylaştırırken, yargı denetimine tabi tutmuştur.
Hâkimiyetin sınırlandırılması mücadelesi, yüzlerce yıl süren bir mücadeledir. Hepsi de üretim tarzının belirlediği çerçevede verilmiştir.
Şimdilerde bütün dünyada, demokratik anlayışın yerini, giderek, baskıcı karanlık bir yönetim anlayışının almaya başladığını görüyoruz.
Bu geçici bir dönem olacak. Olağanüstü gelişen teknolojinin, üretimde, emeği sayısal olarak azaltması sonucu, emek örgütlerinin etkisizleşmesi, meydanın boş kalmasına ve baskıcı karanlık yönetimlerin etkin olmasına neden oluyor.
Üretimden gelen güç, şimdilik ortada görünmediğinden, insanlar etnik ve dinsel örgütlenmelerin tuzağına düşüyorlar.
Yeni emeğin, klasik sendikal örgütlenmelerde yer almayacağı anlaşılıyor. Bu emek, fabrikalarda, tarlalarda olan bir emek değil. Fabrikalarda, tarlalarda üretimde kullanılan teknolojiyi yaratan emek.
Bu emek, daha önemli konularda örgütleniyor. Yeşili korumak için, yaşam tarzına müdahalenin olmaması için, yenilenebilir enerjinin kullanımı için, dünyanın kirletilmemesi için, temiz hava temiz şu için, çocuğa ve kadına tecavüz ve şiddetin önlenmesi için, hayvan hakları için.
Kendi gücünü bilmeden, müthiş bir güçle geliyor.
Bu gücün önünde kimse duramaz, bu güç hem barışçı hem haklı. Barışçı, çünkü doğa ile kavga edilmeyeceğini biliyor. Haklı çünkü karşı çıktıkları, bütün insanlığı tehdit ediyor.
Herkes bu güce karşı durmanın mümkün
olmadığını anlamalı, yol yakınken Bor'un pazarının geçtiğini kabul edip, Niğde'ye yönelmeli.