"EZBERLERİ BOZALIM"
Eski ezberlerimizle yaşamayı sürdürdükçe, değişimi anlayıp yeni çözüm üretmek zorlaşıyor. Karşılaşılan her soruna ucundan kıyısından, işimize gelen parçaları ile, eski ezberlerimizle tahliller yapmak kolaycılığı dayanılmaz.
Virüs bütün dünyayı şaşkına çevirince, vurguna alışmışlar, doğal olarak bu durumdan nasıl bir vurgun vuracaklarını hesap ederler.
Vurguna karşı olanlar, vahşi kapitalizme karşı olanlar ne yapıyoruz.
Komplo teorileri üreterek, ne kadar derin bir düşünce yapısına sahip olduğumuzu, gözümüzden hiç bir şeyin kaçmayacağını ortaya koyup bilgiçliğimizi gösteriyoruz.
Hatta virüs salgını nedeni ile, kapitalizmin çaresizliğini teşhir edip, sosyalizmin gelmekte olduğunu kapitalizmin yıkıldığı rüyasını görüp mutlu oluyoruz.
Anlaşılıyor ki, eski ezberlerin bile gerisine düşmüşüz.
Ezberimizi yaptığımız dönemde, işçilerimiz grev yapınca, hükümetler istifa ederdi. Emeğin yükselen mücadelesini bastırmak için darbeler yapılırdı. Tüm dünyada kapitalistler, yani üretim araçlarının sahipleri ve finans kapital korku içinde yaşardı.
Bizler her seferinde başka birşey için, " ...hakkımız, söke söke alırız " diye slogan atarken, kapitalist, sahip olduğu üretim araçlarını güvenceye almak, üretim maliyetini düşürmek ve değişim-bölüşüm aşamalarında, maksimize ettiği sömürü oranını garantilemek için, ileri teknoloji ile üretime yöneldi, daha az ama kristalize olmuş emekle üretimi organize etti.
Üretimden gelen güç artık bizim ezberimizdeki işgücü tarafından temsil edilmiyor. Ezberlerimiz bozulmadığı ve eski metotlarla etkin olamadığımız için, işçiyi ya da ulusumuzu suçluyor, ya da emperyalizmin oyununa gelerek, etnik, dinsel eğilimleri temsil ediyor, ya da geçimlik devrimci oluyoruz.
Geçmişte aydın, ilerici, devrimciler, işçilere ve sendikalara teorik destek yanında eylem destekleri de verirlerdi. Bilimsel destekle, üretimden gelen güç birleşince, gündemi belirleyen bir etki doğuyordu.
O zaman o güçle kapitalizm yıkılamadı.
Şimdi bir virüsün kapitalizmi yıkmak üzere olduğunu düşünenler var.
Virüs kapitalizmi yıkmaz, kapitalizmi, üretimden gelen gücü elinde bulunduran yeni işçi sınıfı örgütlenip etkin olduğunda, hizaya getirebilir.
Üretim araçları mülkiyetinin kamuda olması, kamunun kimde olduğu ile de yakından ilgilidir.
Ayrıca üretimin yeni gücünün, üretim araçları ile ilgisi ve ilişkisi de ezberleri bozmaktadır.
Vahamet, devrimciliğimizin, ve donanımımızın bu yeni işçiyi örgütleyecek
düzeyde olmayışı.
Çünkü bu yeni emek, bizim klasik örgütlenme anlayışımızın da stratejimizin de, taktik ve yöntemlerimizin de dar kalıplarına sığacak bir emek değil.
Geçimlik devrimcilikle bu iş başarılamıyor.
Eski alışkanlıkları sürdüren sendikalar etkilerini kaybediyor.
Siyasi partiler, nerede konuşlanacaklarını bilemediklerinden şaşkınlar.
Cogniterya, ülkemizde de, dünyada da, sesini yükseltti gücünü gösterdi.
Ya, üretimin bu yeni gücünü anlayıp, mevcut teorik birikimden yararlanarak geliştirilecek yeni bir teori ile , bu yeni güce katkı vermiş olacağız, ya da bu kesim bir süre istismara uğradıktan sonra kendi teorisini de kendisi yazacak.
Yeni dünya düzeni, doğa ile bütünleşmiş, üretimin devrimci öncüsü, yeni emekle kurulacak, ezberler değişecek.