Çin Düşmanı Karşı Devrimci Yazılarım Birinci Kısım AHİR ZAMAN VİRÜSLERİ

20. asrın bütün çeyreklerinde ve 21. asrın ilk çeyreğinde alimler yeni yeni virüsler keşfettiler ve bu virüslerin yaptığı hastalıkları tanımladılar.

Haydin cemaat hep birlikte bu virüslere şöyle bir kuş bakışı bakalım. Sabırla okuyunuz.

Batı Nil Ateşi

Bu hastalık ilk kez Afrika kıtasında, Uganda’nın Batı Nil bölgesindeki tropik iklimde, 1937 yılında tanımlanmış. Bulunduğu bölgeye atfen bunu yapan virüse “Batı Nil Virüsü” adı verilmiş. Bu hastalığa özgü bir ilaç tedavisi ve aşısı yok. Türkiye’de görülüyor ve ölümlere yol açıyor

Mortalite oranı % 8-10

Zika Ateşi

Zika ateşi adlı hastalığa yol açan virüs ilk kez Afrika’da Uganda’da Zika Ormanlarında yaşayan “Hint Şebeği” adlı maymun türünde 1947 yılında saptanmış. 2007 yılında ilk insana bulaşma rapor edilmiş. Adına bu nedenle Zika Virüsü deniyor.

Zika virüsüne karşı spesifik bir ilaç tedavisi yok; etkili bir aşısı da yok. Yetişkinlerde ölüm nadiren gerçekleşiyormuş ama bu virüs bulaşan hamile kadınların  bebeklerinde yaygın doğum anomalileri ve mikrosefali (küçük kafa) görülüyormuş.

Ebola Ateşi

Afrika’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki Ebola nehri kenarındaki bir köyde 1976 yılında ilk kez insana bulaşmış. Adını bu nehirden almış. Çok bela bir virüs. Meyve yarasalarından maymunlara onlardan da maymunlarla hasbihal yapan insanlara bulaşmış.

Çalışıyorlar ama aşısı henüz yok. Ebola için bazı ilaçlar geliştiriliyordu. Remdesivir onlardan biriymiş mesela.

Mortalite akıllara zarar: % 50 ile % 90 arasında hasta kaybediliyor. Allahtan çok ürkütücü belirtiler gösterdikten sonra bulaşıyor. Semptom yokken bulaşsa önce Afrika’da, sonra dünyada taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmazdı şimdiye kadar.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

İlk kez 1944 yılında Batı Kırım’da ve sonra Kongo’da saptandığı için bu hastalığa ve onu yapan nairovirüse bu isim verilmiş.

Kimi kenelerle bulaşan nadir bir hastalık ama bulaştıklarının % 30’u iki hafta içinde vefat ediyormuş.

Bunun da aşısı ve belli bir tedavisi yok.

Rift Vadisi Ateşi

İlk kez 20. YY başında Kenya’da, bütün homo sapienslerin memleketi olan meşhur Rift vadisindeki hayvanlarda tanımlandığı için bu isim verilmiş. Çiftlik hayvanlarında salgın yapıyor onlardan da sivrisineklerle insanlara bulaşıyormuş. Hafif ve şiddetli semptom verebiliyor bu hastalık. Kanamalı belirti verdikten sonra hastaların % 50 si kaybediliyormuş. Hastalık bulaştıktan sonra bir tedavisi yok. Ama çiftlik hayvanları için aşı geliştirilmiş. Hayvanlarda olmayınca insana bulaşmayı da önlüyormuş.

Aslında insanlar için de aşı geliştirilmiş ama piyasada bulunmuyormuş. Ticari değil tabii. Yağmur mevsimlerinde Afrika ve Arabistan’ın belli bölgelerinde görülen seyrek bir hastalık çünkü.

Kore Kanamalı Ateşi (Böbrek Sendromlu Kanamalı Ateş)

Bu hastalığa yol açan virüs ailesi kemirgenlerin dışkısı ve sidiği ile bulaşıyormuş. Güney Koreli bir doktor tarafından Hantan Irmağı bölgesinde izole edildiği için bu virüs ailesine Hanta Virüsleri adı verilmiş.

İnsandan insana bulaşma ilk kez 2005 yılında rapor edilmiş.

Lassa Ateşi

İlk kez 1969 yılında Nijerya’da Borno eyaletinde Lassa köyünde bir hemşireye bulaştığı rapor edilmiş. Çok memeli sıçanlardan kaynaklanan bu virüse bu köye atfen Lassa Virüsü adı verilmiş. İnsandan insana bulaşma rapor edilmiş.

Salgın özellikle Nijerya’da hala devam ediyor. Hastalığa yakalananlara ölüm oranı % 1 deniyor ama hastaneye yatacak kadar şiddetli semptom gösterenlerde bu oran % 25’e çıkıyormuş. Ayrıca virüs ile enfekte olan hamilelerin % 98’i fetüsü kaybediyormuş.

Marburg Kanamalı Ateşi

1967 yılında Almanya’nın Marburg ve Frankfurt kentlerinde bir grup Alman işçiye, bir kimya ve ilaç sanayi tesisinde bulunan grivet maymunlarından bulaşmış. Yabancı işçilerle Belgrad’a da taşınmış. Adı o yüzden Marburg Virüsü. Ebola virüsü ile akraba bir virüs bu.

DSÖ bu adı yüce Alman halkını rencide ettiği için midir nedir Viktorya Gölü (Afrika’da bir göl) Virüsü diye değiştirmeye kalkmış ama bilim insanları direnince 2010 yılında Marburg Virüsü ismini geri koymuş. Afrika ile ilgili bir isim bizim zenci kardeşlerimizi rencide etse de olurdu zira…

Lagos Yarasa Virüsü

Memelilerde kuduz benzeri belirtiler gösteren bu virüs Nijerya’nın Lagos adasındaki meyve yarasalarından 1956 yılında ilk kez izole edildiği için bu adı almış. Henüz insanlara bulaşma rapor edilmemiş.

Nipah Vürüsü

Bu virüs 1999 yılında Malezya'da Sungai Nipah köyünde domuzlarda ve insanlarda yaptığı salgın sırasında izole edilmiş. Adını bu köyden almış. Bu da pek çok virüs gibi meyve yarasalarından kaynaklanıyor. Onlardan domuzlara oradan da domuz çiftliklerinde çalışanlara geçmiş. 

O günden bu yana Malezya, Bangladeş ve Hindistan'ın kırsal bölgelerinde ara ara salgın yapıyor. Özellkle hastane ortamlarında insandan insana da zıp diye atlıyormuş. Mortalitesi çok yüksek. Bulaşanların % 50 ile % 70'i kaybedilmiş. Aşısı ve ilacı yok bunun da. Bilim adamları böyle salgın anlarında küresel bir salgına dönüşmesinden çok endişelenmişler. 

2011 yılında çevrilen Contagion filminde geçen muhayyel MEV-1 virüsü Nipah virüsünün mutasyonu ile oluşan bir virüs olarak kurgulanmış.

Vuhan Zatürresi

Ne diyon oğlum sen? Ne Vuhan’ı; ne zatürresi? Yok böyle bir hastalık!

Amerikan ajanı mısın sen? Çin halkını aşağılamak isteyen bir Irkçı mısın; Trumpçu musun nesin sen? Deli etme adamı!

Sen sosyalist Çin’e düşman bir emperyalist uşağı mısın? Nasıl şirin Vuhan vilayetinin adını bir hastalıkla özdeşleştirirsin? Kimsin lan sen?

İyi de eskiden beri bilinen antik hastalıklar ve yakın dönemde keşfedilmiş HIV gibi bir kaç tanesi hariç hemen her virüse ilk bulunduğu keşfedildiği yerin adını veriyoruz. Bu neredeyse bilimsel bir gelenek olmuş. Bunda niye yapmıyoruz da SARS COV-2 yahut COVİD-19 gibi şifreli isimler veriyoruz?

Çünkü….

Tedros Efendi ve avanesi Çin desteği ile değil Amerikan desteği ile DSÖ’ye başkan seçilmiş olaydı o zaman görürdük bizim virüsün adı ne oluyor:

ÇEKİK GÖZLÜ YARASA ÇORBACISI ÇİN VUHAN'I - Şİ CİNPİNG VE DAHİ MAO ZE DUNG FENA ÖKSÜRTÜCÜ NADİREN CIRCIR SIÇIRTICI KANAMASIZ VİRÜSÜ!