BİZ Kİ DEFTERLERİ DÜRMÜŞÜZ

Güzel bir cumhuriyet kurduk. M.Kemâl herkesle dost, herkes bizimle dosttu. Bizim dostluğumuz aranırdı.

Biz kimseye düşman değildik kimse de bize düşman değildi.

Atatürk sonrası, dünyamız yıkıldı.

Ne zaman ki NATO' ya girip Atlantik cephesinde saf tuttuk, her yerden düşman fışkırmaya başladı. Hem dışarda hem içerde düşmanları öylesine çoğalttık ki, sonunda bütün dünyanın, hatta biri birimizin bile düşmanı olmaya başladık.

Geçmişin basit olaylarından, derin kan davaları dahi üretmeyi başardık.

Kapitalizmin insanın en kutsal yeteneği, emek sömürüsü için uyguladığı yöntem, tarihin sayfalarında kanlı savaş ve kırımlarla bu güne geliyor.

Ne zaman üretici güçler arasında uyum bozulsa ya da bozulan uyum, başka bir üretim tarzına dönüşme sürecine girse , savaş, yıkım, kırım en azgın şekilde boy göstermiştir.

Düşmanlık yaratarak, düşmanlığı yaygınlaştırarak.

Haçlı seferleri bu durumun en vahşi örneğidir, birinci ve ikinci savaşlar da.

Toplumun beslediği sihirci/dinci ile yönetici/zorba asalak kitlesi, toplumun ürettiği hasıla yetersiz kalınca, üretken olmayan emekten kurtulmak, kendi sömürü paylarını devam ettirmek için düşman yaratır savaş çıkartırlar.

Bu haksız savaşlarda sade insanlar düşman olmuş, sade insanlar ölüp yitmiştir.

Dünyanın en haklı, en onurlu,, en insan sevgisi ile dolu savaş bizim milli mücadele savaşımızdır.

Yedi düveli ülkemizden kovmak ve yedi düvelle dost olmak bir özelliğidir Türk Ulusunun, bunu M.Kemâl temsil etti.

Savaş iyi bir şey değildir.

Dünyanın en büyük askeri dehası böyle diyor. Ona yürekten inanıyorum.

Konuya gelelim

Çok güzel şeylerin yapıldığı söyleniyor.

Hastaların, hasta olmadığını öğrendik

Et fiyatları yüksek değil o da tamam,

Kur yurttaşları hiç ilgilendirmiyor onu da biliyoruz.

EBA 'nın çökmesi de iyi birşey,

Kesilen ağaçların yerine yeşil boya dökme konusunda da yaratıcılık müthiş.

Peki, bu ninnilere rağmen uyutmayan uyku kaçıran,

İsraf ne zaman bitecek?

Hayat pahalılığı ne olacak?

İşsiz insanlarımız ne zaman işe kavuşacak?

Bu sorular yanıt beklerken, yedi düvele efelenir gibi yapanlar, kendilerine

masaldan bir dünya yaratanlar, gerçekle yaşayanların gerçeğinde, mutlaka şaşkına dönerler.

Biz ki bu sapsarı hasret içinde susuz,

Biz ki çoktan defterleri dürmüşüz.