KAAN ARSLANOĞLU YAZDI: BOĞAZİÇİ DİRENİŞİMİZ

Bizim köhnemiş solculuğumuz zamanında biri deseydi ki: “Türkiye’de direniş ateşini Boğaziçi yakacak!” Devrim ateşinin nereden yanacağı tartışmaları o dönem pek kanlı geçtiğinden, bunu duyduğumuzda eğer şakaysa ağzımızla gülmezdik, ciddiyse bunu söyleyen en azından sıkı bir zopayı hak eder, zopa da onun sırtında hakkederdi. O devrin tartışması “şehir proletaryası mı köyleri kurtaracak, yoksa köylü gerillalar mı şehirleri kuşatacak” idi! Kırk yıl düşünsek “LGBT mi önden saracak, HDP mi arkadan vuracak” olayının bir gün gündeme oturacağı aklımıza gelmezdi. Bu yaratıcılığı kınamak yerine alkışlamak.. madem ki herkes böyle bir halde bulunmakta… akıl sağlığımız açısından mutlak gereklidir.

Keza işçi sınıfı ve yoksul kesimler arasında güçlenmeden kimse sizi solcu saymazdı o ilkel solculuk kavramına göre. Şu anda da on milyonlarca işçi biz korona karantinasında evlerimizde tencere şaklatırken kıçlarından ter akıta akıta - maske mesafe hijyen hak getire - ekmek derdinde köpek gibi çalışıyor. Bunlara söylenecek tek söz vardır ve komünist liderlerimiz bunun teorisini bile yapmıştır: “AKP’ye oy vermişlerse beter olsunlar.” Bir miktar işçi örgütlemek, emek edebiyatı yapmak.. racondan henüz silinmediğinden.. bu bahiste de durmadan bazı şeyler yinelemek gerektir ki, gereği yapılmakta. Yüzlerce işçinin, öğretmenin, memurun katilleriyle DİSK ve KESK gibi post-modernist örgütlerimizde “direne direne kazanacağız!”, “kurtuluş yok tek başına.. ya seninle ya sensiz!”, “bu devirde kimse bezirgan, değil herkes tüccar!”, “milyonlarca dansöz var” gibi şarkıları yinelemek fazla biledir. Ayaktakımıyla devrim olmaz. Bunu sonunda öğrendik. Boğa heykeli, Moda, Bağdat Caddesi ve Boğaziçi bizim yeni sınıfsal kalelerimiz. Yoksul semtlerde ise etnik ve mezhepsel aidiyetlerinden ötürü aleme düşman, dünyaya kinli bir grup tik tokçu aykırı genci de örgütlemişsek sol sınıf işi tamamdır.

Solcular olarak modası geçmiş sol kavramlardan bir tek laiklik kalmıştır üstümüzde. Onu da abartmak tehlikelidir. HDP’ci anti kapitalist Müslüman, IŞİD’ci, İHH’cı, Gülcü, Davutçu, FETO’cu Müslümanlar akın akın solculaşmaktayken onları gücendirecek işlere de yanaşmamak gerek. Birkaç yıl önceki keskin söylemlerden uzak durmak evladır.

Aydınlanma, bilim, sanat konularında geçmiş primitif sol da iyi durumdaydı, yani kamyon kamyon laf dışında bayağı kazmaydı. Şimdiki solun istikrarlı biçimde miras devraldığı tek konu bu kaldı. Öylece devam etmek zorunludur. İyiye gelişmeleri de takdir etmek gerek. Çünkü geçmiş sol az çok düşündürücü, kafa çalıştırıcı eserler üretebiliyordu. En kötüsü mizahı hayli kuvvetliydi. Şimdi buralarda sıfırın altına geçtik. Güzeldir.. virüs, bakteri üremez kafalarımızda. Ancak böyle kafalarla var olmayan bir “aşağı bak!” lafından “yukarıya bakacağız” devrim sloganına varabiliriz! Biz olsak “sağa bak, sola bak, aşağı bak, yukarı bak… Avanak” da kalırdık. Yeni nesiller cin gibi!

Kapitalizm, liberalizm eleştirilerimiz tam gaz devam etmekte. Mükemmel taktik. Bu eleştiriler altında akla gelen, gelmeyen her alanda kapitalizmi örüyor, avantamızı buluyoruz. Böylece eski tip solcuya dönüşecek varsa eğer gençler arasında beyinlerini o saat eritiyoruz. Eski tip solculuk topluma biraz fayda verirken solcu olana büyük zararlar vermekteydi. Hatta sıklıkla öldürüyordu. Sol kitaplar üstünde neden sigaraların üstüne basıldığı gibi uyarıcı resimler, yazılar konmuyordu? Şimdiki solculuk solcu olana maddi katkılar getiriyor, hatta birçoğunu abat ediyor. Şimdi sormak lazım ve elimizi vicdanımıza götürüp cevaplamak gerek: Hangi tip solculuk solcuya, solculuğa faydalı?

Atatürkçüler.. bakın biz keskin solculardan çok daha erken uyandı ve dönüştü… Atatürk nedir? Kılıçdaroğlu bile bunu iki ayakta, üç ayakta değil tek ayakta anlatabilir: Atatürkçülük rakı demektir. Bu kadar basit. Tayyip Erdoğan birçok maddede bugünün Atatürkçülerinden daha Atatürkçü duruyor ya.. Ama en birinci Atatürkçü olabilmesi için tek bir eksiği var. Rakı içmek… Onu da yaptığında problem ortadan kalkacaktır. Bir danışmanı Kılıçdar’a iletsin lütfen! Tek madde. Kolay anlatır.

Ve son konu.. belki en önemlisi. Ne gelmişse başımıza hep ABD’yi yanlış anlamaktan geldi... "SOLCULAR SOLCUDUR YALANI"