DEVRİMİN YARATTIĞI ÜLKE KÜBA

I-KÜBAYI TANIYALIM

            Unesco'nun araştırmasına göre dünyada en çok görülmek istenen ülke Küba'imiş. Bizde bu söylentiye kapılarak 29 Nisan 2019 günü İstanbul'dan Paris aktarmalı 13 saat 45 dakika yolculuktan sonra Küba'nın başkenti Havana'ya indik. Küba ne anlatıldığı gibi rüyalar ülkesi nede bazılarının yere vurduğu gibi yokluk ülkesi.

            Küba, Amerika Birleşik Devletlerine kafa tutan ve ülkesinden söküp atan ve 1959 yılından beri kapitalist sistemin tüm izolasyon çabalarına rağmen ayakta durmaya çalışan küçük bir ülke. Coğrafi konum olarak Karayipler Denizi, Kuzey Atlas Okyanusu arasında ve Orta Amerika da Ada Devleti. Yüzölçümü 110.860 kilometre kare, nüfusu 11.27 milyondur. Yıllık ortalama sıcaklık 26 derecedir. Bu yüzden ısınmaya para harcamaya gerek yoktur.

            Küba başkanlık sistemiyle yönetilen, üniter, sosyalist bir cumhuriyettir. Yani dünyada sayısı çok azalmış komünist devletten birisidir. 16 idari bölgeye ayrılır. Nüfusun %40'ı beyaz, geri kalanı melez'dir. Derisinin renginden dolayı ırk ayrımı yok. Küba'da iki para birimi var birisi, yerel halk tarafından kullanılan Küba pesosu, diğer, turistler için konvertibl olan "cuc"'dur. Küba pesosu üzerinde, devrimde görev yapmış önemli siyasetçilerin resimleri,  cuc'ta ise turistik yerler ve önemli eserlerin resimleri var. Biz orada bulunduğumuz sırada 1. "cuc" 1.08 Euro idi. Amerikaya tepkiden dolayı, dolar bozdurursanız ek vergi alınıyor. Amerika bankalarının kartları geçerli değil.

II-TARİH

            Kübaya 1492 yılında Kristof Kolomp geldi. Kolomp buraya üç gemiyle geliyor. Ardından 1509 yılında İspanyol istilası başladı. Bundan sonra Küba halkı çok acılar çekti. Tabiri cüsse filler tepişti. Kübalılar ezildi. Batılılar Küba'ya çiçek ve frengi gibi hastalıkları getirdi. Küba nüfusunun önemli bir kısmı ölüyor. Küba'ya çok sayıda köle getirilerek tütün ve şeker kamışı tarlalarında çalıştırılıyor. Küba İspanyollara karşı 1868-1876 arasında bağımsızlık savaşı başlatıyor. 1886 yılında kölelik kaldırılıyor. Bağımsızlık savaşında başarılı olunmuyor. 1895-1898 arasında Jose Martin bağımsızlık savaşı başlatıyor. ABD, İspanyaya savaş açıyor ve İspanya yeniliyor, Küba'dan tamamen ayrılıyor. Bu sefer Küba'ya ABD hakim oluyor. Jose Miquel Gomez önderliğinde ABD'ye karşı isyan başlıyor ama isyanı Amerika bastırıyor. Küba Amerikan kuklaları tarafından yönetiliyor. Amerika Küba'nın içişlerine her zaman karışıyor.

            1933 yılında Fulgancid Batista darbe ile iktidarı ele geçiriyor. Ancak 1944'de emekliye ayrılıyor. Fakat emeklilikte siyasetten ayrı kalmaz. 1952 yılında iktidarı tekrar ele geçirir. 1953 yılında Fidel Castro Batista'ya karşı isyan eder. 1956 yılında Che Guavera ile gerilla savaşını başlatır. 1958 yılında ABD Batista'ya askeri desteğini keser. Bunun üzerine , Castro 9.000 bin kişilik gerilla ordusu ile Havana'ya girer. 1960 yılında ABD'ye ait bütün malları ve şirketleri tazminatsız olarak kamulaştırır. 1961 yılında ABD ile ilişkiyi keser, Küba'nın Komünist bir devlet olduğunu ilan eder. Hemen Sovyetler Birliği Küba ile müttefik olur.

III- SOSYAL YAŞAM            

            Küba'ya akşam saatlerinde ulaştık. Havana karanlık ve kasvetli bir şehir görüntüsünde, meğer elektrik kısıntısı uygulanıyormuş. Çünkü elektrik petrol ile sağlanıyor. Ambargo uygulandığı için yeterli petrol bulunamıyor. Sokaklar ışıl ışıl ve cıvıl cıvıl değil. Bütün gazinolar saat 23:00'de kapanıyor. Bazı turiste yönelik eğlence yerleri biraz daha geç kapanıyor. Her alanda kadınlar etkin, cinsiyet eşitsizliği yok. Aile içi şiddetinde olmadığı söyleniyor. Olmaması doğal, çünkü nikahlı evlilik yok. Çok az sayıda aile belediye ye gidip karşılıklı imza atarak evleniyor, bu nikahlı evlilik sayılıyor. Kadın - erkek birlikte yaşıyor, çocuk sahibi olabiliyor. Herhangi bir sorun çıktığında kolayca ayrılıyorlar. Nasıl olsa aralarında nikah bağı yok.

            İnsanlar, fakir ama mutlular. Aralarında gelir uçurumu olmadığı için mutlular. Ülkede Fidel Castro'dan çok Che Guavera'nin resimleri, heykelleri var. Che'nin özgürlük meydanında beze yapılmış büyük portresi var. Altında "Sonsuza Kadar Devrim" yazıyor. Havana'da çok eski model 1950'lerden kalma chevrolet, cadillak, pleymut gibi arabalar var. Bu arabalar Amerikalılardan kalmış. Mülkiyeti devletin ama özel kişilere kiralanmış taksi olarak kullanılıyor. Nostaljiyi sevenler bu taksilere çokça biniyor.

            Havana'da deniz kenarında pek çok devrimci kabul edilen liderlerin büstleri var. En başta Mustafa Kemal Atatürk'ün büstü var. Altında " Ya Ölüm Ya İstiklal" yazıyor. Burasına bol ziyaretçi geliyor. Gelirler düşük, her kişi ikinci bir iş yapmak zorunda. Rüşvet ve bahşiş yaygın. Göç veren bir ülke. Hırsızlık yaygın. Bütün evlerin pencereleri demir parmaklıklarla kaplı. Evlerin çoğu bakımsız, mobilyalar 30 - 35 yıllık, sokaklar yollar geniş, şehirler çok yeşil.

            Müzik, Eğlence, konser ve tiyatrolardan yararlanma anayasal hak sayılıyor. Ya çok cuzi bir fiyat alınıyor ya da ücret ödenmiyor. Her ailenin bir temel gıda maddeleri harcı var. O kartla tanzim satış mağazalarında ücretsiz ürün alabiliyor. Devlet gıda ihtiyacının %40'ını karşılıyor. Pirinç, şeker ve yumurta gibi temel ihtiyaçlara devlet, insanlar kolay erişebilsin diye sübvanse ediyor. Ayda kişi başı 2 kg kırmızı et ücretsiz veriliyor. Etlerde hormon yok. Üretimi devlet yaptığı için vatandaşın fiyat konusunda aldatıldım şüphesi yok.Bir Kübalı Lüks bir lokantaya gidip yemek yerse maaşının yarısını ödemek zorunda. Çok pahalı bir ülke. Bugün ki kurla bir doktorun maaşı 150TL. Buna karşın 1,5 litre su 10 lira. Bu yüzden herkes ikinci iş yapmak, rüşvet almak, bahşiş almak zorunda.

            Sokaklarda yoksulluktan dolayı dilenen kimse yok. Sokaklarda yatan kimse görmedim. Devlet yaşlıların bakım masraflarını karşılıyor. Onun içi yaşlanınca halim nice olur diye kaygı duyan yok. Kişi geleceğini devletin garantisinde görüyor.

IV- EKONOMİK YAŞAM

            Küba Komünist bir ülke olduğu için kişilerin mülkiyet hakkı yok. Küba bir tarım ülkesi. Topraklarının %24'ü tarıma uygun. Başlıca ürünleri püroluk tütün, şeker kamışı, kahve ve rom. Küba'da rom önemli bir yer tutuyor. Bilindiği gibi rom alkollü bir içki. Şimdi müze olarak kullanılan ilk rom fabrikası 1850 yılında kurulmuş. Küba'da 6 adet püro sama fabrikası var. En büyüğünde 650 kişi çalışıyor. Anlatıldığı gibi püro kadınların bacağında sarılmıyor. Püro fabrikasında çalışan işçiler 7 - 8 ay püro sarma kursu görüyormuş. Bir işçi günde 120 püronun üzerinde sarıyorsa 2 adet işçiye veriliyor. 150 adeti aşarsa 5 püro veriliyormuş. İşçi bunları satabiliyor. 25 çeşit püro üretiliyor. Püro fiyatları 1 dolar 3 dolar arasında değişiyor. 25'lik püro paketleri 70 EURO'dan satılıyor.

            Bireyler, devletten arazi kiralıyor, püroluk tütün yetiştirip, püro üretiyor ve satabiliyor. Ancak ürettiğinin %80'nini devlete veriyor. Devlet bireylere özel üretim için imkan veriyor ama kendiside üretime ortak oluyor. Örneğin çiftçinin  5 - 6 danası var yiyecek bakımından sıkıntı çekiyorsunuz, devletten izin almadan danayı kesemezsiniz. Çünkü devlette o hayvan üzerinde hak sahibi. Süt veren hayvanı inek, koyun ve keçi fark etmiyor kesmek yasak.

            Küba'da işsizlik yok. Milli gelir kişi başına düşen gelir hesapları yapılmıyor. Ücretler arasında fark yok, yada çok az fark var. Bir tercümanın maaşı 20 dolar, doktorun maaşı 30 dolar, garson ile milletvekili aynı maaşı alıyor. Fakirlik var ama sokağa yansımıyor. Kübalılar onurlu insanlar. Misafirperverler. Konut sorunu yok, devlet her aileye bir ev vermiş. Sağlık ve eğitim ücretsiz. Okula başlayan çocuk kurşun kalem dahi almıyor. Zorunlu eğitim 9 yıl. 6 yaşında eğitime başlıyorlar. Çocuk zorunlu eğitimden sonra eğitime devam ederse oda ücretsiz Havana'da çok iyi yaşaya bilmek için 300 cuc'a ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Doktorun aylığı 30 dolar, 1,5 litre su 2 dolar. Hayat pahalılığının derecesini tahmin edebilirsiniz. İnsanların nasıl geçindiğini sorabilirsiniz. Ancak, devlet temel ihtiyaçların %40'ını karşılıyor. Kalanı içinde sübuansiyon uyguluyor. Bunun için pahalılık halka tam yansımıyor.

            Günlük 8 saat çalışıyorlar. İşsizlik yok, ikinci iş yapan aile sayısı hayli fazla. Okuma yazma oranı %95, liseyi bitirenlerin oranı %74. Taksiler, el konuşmuş eski Amerikan arabaları, çok süslüler, şahıslar bunları devletten kiralamış, mülkiyetleri devlette.

V- KÜBANIN ZOR YILLARI

            Devrimden sonra tüm Amerikan malları ve şirketlerine tazminatsız el konulmuş ve bütün özel mülkiyet ortadan kaldırılmış. Gelirin ülke genelinde eşit dağıtılması için ekonomik reformlara gidilmiş ancak, bütük yaralar alan ekonomi hiç bir zaman dengeye gelememiş. Ancak, Sovyetler Birliğinin desteği ile ayakta kalabilmiş. Bilahare Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine Küba büyük bir ekonomik krize girmiş, ekonomi %60 küçülmüş. Daha da vahimi ortalama Kübalının vücut ağırlığı %30 düşmüş, kasaları boşalan devlet bireylere gıda yardımı bile yapamamış. Ailelere karne ile dağıtılan ürünler yarı yarıya kesintiye uğramış.

            Akaryakıt yokluğu nedeniyle ürünler hasat edilemedi. Şehirler aç kaldı. Büyük açlık başladı. Her türlü hayvanı yediler. Kedi, köpek, tilki, çakal, porsuk vs. 1991-1996 yılları arasında Kübalılar çok sıkıntı çekti. Yöneticiler toplanarak bir planlamaya gittiler. Her vatandaş bahçesinde ürün yetiştirecek ve bunları satacak dendi. Süt veren hayvanların kesilmesi yasaklandı. 250 bin olan asker sayısı 60 bine düşürüldü. Yabancılarla konuşma yasaklandı, sonra serbest bırakıldı. 1998 yılından itibaren yabancı para kullanımına izin verildi. Evler oturanlara satıldı. Gelir dağılımını bozar düşüncesi ile kontrollü turizme izin verildi. Bugün pansiyonculuk yaygın. Evler turizme açılmış. Eğer bir evin kapısında  "T" harfi varsa, o ev turizme açık demektir. Gazinolarda ve çat bahçelerinde garsonların boynunda fiyat listesi asılı. Amerikaya tepkiden dolayı dolardan ek vergi alınıyor.

            Küba'yı zor durumdan kurtarmak için Venezuella Devlet Başkanı Chevez devreye girmiş, Küba'ya akaryakıt göndermiş, Küba'da akaryakıt parasını ödeyecek para yok. Küba, borcunu ödemek için Venezuellaya doktor göndermiş. Örneğin doktora Venezuella'da 1000 dolar aylık veriliyorsa, bunun 500 doları doktorun geri kalan 500 dolar akaryakıt parası olarak kesiliyor. Bu şekilde Küba kendini toparlamış. Amerika 1959'dan itibaren Küba'ya ambargo uyguladı. İlişkiler kesildi. Castro'ya soruyorlar, Amerika ile ilişkileriniz ne zaman düzelir diye, Castro şu cevabı veriyor. " Amerika'ya bir zenci başkan olursa ozaman" diyor. Nitekim Amerika ile ilişkiler Obama zamanında kuruluyor.

VI - KÜBA KAHRAMANI CHE GUEVARA

            Che, Küba'nın en büyük kahramanı. Aslında Arjantin'li, önemli bir Marksist. Kübalı gerillalar ile enternasyonel gerillaların lideri ve bir devrimci. 14.06.1928 yılında Arjantin'in  Rasario kentinde doğdu. 09.10.1967 yılında Bolivya'nın La Hiquera kentinde öldürüldü. Kendisi tıp doktorudur. Latin Amerika ülkelerini dolaşarak bizzat yoksulluğu gözledi. Devrimden başka yolun olmadığına karar verdi. Bazı sloganlar geliştirdi. Burada sadece ikisini veriyorum.

            "Her haksızlıkta öfkeyle titriyorsan, sen benim yoldaşımsın"

            "Gerçek devrimciyi yöneten büyük aşk duygularıdır"

            Che, bağımsızlık, yani devrim savaşının kazanılmasında en önemli rolü oynayan kişidir. Sant Klara'ya silah ve mermi getiren direnin demir yolu bizzat Che'nin kullandığı dozerle bozularak, askerlere silah ve mermi yetiştirilemediği için Batista rejimi yenilmiştir. Bugün mermi taşıyan vagonlar ile che'nin kullandığı dozer bir parkta sergilenmektedir.

            Küba'yı yöneten batista'ya karşı mücadele 26.07.1953 yılında başladı. 01.01.1959 yılında devrim başarıya ulaştı. Che ve Castro 9.000 gerilla ile ve "sonsuza kadar zafer" sloganıyla Havana'ya girdiler. İspanyolların köleleri ve esirleri toplamak ve Havana'yı savunmak için 1560 yılında inşa ettikleri Kabarya kalesinde devrim mahkemesi kuruldu. Başkanlığını Che yaptı. Che, Küba da ekonomi başkanlığı yaptı. Ancak Che böyle sakin bir hayatın adamı değildi. Latin Amerika'ya devrimi yaymak ve rejim ihraç etmek için Bolivya' ya gitti, orada yakalandı ve kurşuna dizildi. Hiç kimse onu öldürmeye cesaret edemedi. Bir asker, öldürmeyi kabulleniyor. Che, öyle bir keskin bakıyor ki, asker eli bağlı önünde Che'ye attığı bütün mermiler boşa gidiyor, son mermi boğazına isabet edince ölüyor. Kemikleri 1997 yılında Küba'ya getiriliyor. Che'nin muhteşem bir heykeli ve müzesi Santa Kalara'da. Müzesinde sesli konuşmak ve resim çekmek yasak. Che ile ilgili bütün yazılar, resimler, onunla ilgili söylenenler müzede mevcut.

            Küba'nın her yerinde Che'nin heykelleriyle, büstleriyle karşılaşıyorsunuz. Çeşitli alanlarda söylediği sözleriyle karşınıza çıkıyor. Bugün Küba'da Castrodan çok o seviliyor.

            VII - DEVRİME YAKIŞMAYAN İŞLER

            Kübanın büyüleyici kenti Trinidat. Burası UNESCO'nun korumaya aldığı kent. Küba turizminin merkezi burası denilebilir. Birçok ev turizme açılmış. Turizm hem Küba halkını yozlaştırmış hemde gelir dağılımını bozmuş.

            Halk fakir ama şuan için mutlu. Çalışanların aylıkları çok düşük. 20 ila 30 Cuc arası. Bir Cuc (Kuk) 1.08 Euro. Havana'da iyi bir hayat sürmek için 300 dolar gerekiyormuş. Emekli aylığı 12-20 Cuc. Her şey çok pahalı. O zaman nasıl geçiniyorlar ? Çoğunlukla insanlar ek iş yapmak zorunda. Rüşvet almak ve bahşiş vermek çok yaygın. Hırsızlık fazla. Bütün evlerin pencereleri demir parmaklıkla kaplı. Kübalıların oturduğu kendi evleri yoksulluktan dolayı bakımsız. Bazı evlerde sıvalar düşmüş, boyalar silinmiş, mobilyalar 30 -40 yıllık. Küba'da turizme açılmış evlerde kaldığımız için bunları gözlemlemek mümkün. Hayat kadını sayısının her geçen gün arttığı ifade ediliyor. Devletin bazı temel maddeleri ücretsiz, bazı temel maddeleri sübvanse ettiği için yaşam biraz kolaylaşıyor.

VIII- SONUÇ

            UNESCO'nun tespitlerine göre dünyada en çok görülmek istenen ülke Küba imiş. Şimdi Küba'yı tam görme zamanı. Gittikçe özelliğini kaybediyor. İşletmelerin 1/3'ü özel olmuş, bir çok işletme kiraya verilmiş. Genellikle 45 yaşın altındaki gençlerde yabancı hayranlığı var. Küba göç veren bir ülke, göç artacağa benziyor. Lükse özenti başlamış. Özgürlük meydanındaki Che resminin altında "Sonsuza Kadar Devrim" yazıyor ama, o ruh kaybolmaya başlamış.

            Yazıyı Che deyişleriyle sonuçlandıralım.

            "Ben bir kurtarıcı değilim, Kurtarıcı yoktur, Halk kendini kurtarır"

            "Devrim olgunlaşınca düşen bir elma değildir. Onun düşmesini sağlayacak olan sizsiniz"

            "Zalim liderler yalnızca yeni zalim liderlere yer açmak için değiştirilir"